Samsun’da, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve Gazzeli çocuklara destek olmak amacıyla, “Filistinli çocuklar için çiz” etkinliği gerçekleştirildi.
Samsun Büyükşehir Belediyesi ve Samsun Kudüs Platformunca Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen etkinliğe sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve öğrenciler destek verdi.
Etkinlik kapsamında minik çocuklar, yere serilen uzun bir tuvale Gazze’ye destek mesajları içeren resimler çizdi.
Grup adına açıklama yapan Samsun İHH Yetim Birimi Sorumlusu Sakine Okudan, İsrail’in işgal ve saldırılarına maruz kalan Filistin’in 7 Ekim 2023’ten bu yana tarihin gördüğü en ağır soykırımı yaşadığını söyledi.
Filistin’de yüzde 70’ten fazlasını kadın ve çocukların oluşturduğu 50 bine yakın kişinin şehit olduğunu vurgulayan Okudan, “100 bine yakın kişinin yaralandığı, 70 binden fazla binanın yerle bir edildiği, 2 milyon insanın yerlerinden edildiği Gazze, insanlık aleminin utanç tablosudur. Başta İslam ülkeleri olmak üzere kınamanın ötesine geçilmemesinden cesaret bulan işgalciler, her geçen gün daha da çirkinleşmektedir. Birleşmiş Milletlerin temel kuruluş felsefesi sayılan ve dünya ülkeleri tarafından değer olarak kabul edilen Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi, Soykırım Sözleşmesi, Roma Sözleşmesi’ne atıfla İnsanlığa Karşı Suçlar, Cenevre Sözleşmeleri, Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi metinler, sadece kağıt üzerinde kalmış ve defalarca yok sayılmıştır.” dedi.
Okudan, Gazze’ye yönelik saldırıların birinci yılını dolduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
“Sonuç, bölgenin tamamı yerle bir edilmiş durumda ve bölge halkının en az yüzde ikisi artık hayatta değil. Psikolojik desteğe ihtiyaç duymayan çocuk neredeyse yok. Çocuk Hakları Sözleşmesi ile çocuklara vadedilen hakların tamamı, işgalcilerin postalları altında ezilmekte. Hatta henüz anne karnındaki çocuklara karşı bile soykırım uygulamaları yapılmakta. Her çocuk fiziksel ve duygusal sömürüden azat olmalıdır. Yaşına göre eğitim alabilmeli, sağlık olanaklarından ve sosyal imkanlardan faydalanabilmeli, kimliğini ve vatandaşlık haklarını alabilmelidir. Anne babasıyla ve yakınlarıyla yaşayabilmeli, her türlü tehlikeye karşı güven içinde olmalı, akranlarıyla koşup oynayabilmeli, öz güven duyabilmeli ve ailesinin maddi manevi bütün imkanlarından istifade edebilmelidir.”
